Gayrimenkul satıcısının fiyat arttırarak satıştan kaçınması durumunda; gayrimenkulün satışına aracılık eden gayrimenkul/emlak firması ile satıcı arasındaki yetki sözleşmesini incelemek gereklidir.
Gayrimenkul yetki sözleşmesi, Türk Borçlar Hukukundaki “sözleşme özgürlüğü ilkesi”nin yansıması olan yaygın sözleşmelerden biridir.
Sözleşme serbestisi veya özgürlüğü 1982 Anayasası’nın 48. maddesindeki “Herkes dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetine sahiptir.” hükmü ile bu hakkın anayasal temelini oluşturur. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun (TBK) 26.maddesinde “taraflar, bir sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebilirler.” şeklindeki düzenleme yer almaktadır.
(https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.6098.pdf)
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda (TBK) “simsarlık” olarak belirlediği sözleşme şekli eski Borçlar Kanununda “tellallık” olarak isimlendirilmiştir.
Simsar, ücret karşılığında bir sözleşmenin yapılması olanağını hazırlamak ya da yapılmasına aracılık etmekle görevlidir. Bu sözleşmede ilke olarak vekâlet kuralları uygulanır.
Ancak taşınmaz mal simsarlığı sözleşmesi, yazılı biçiminde yapılmadıkça geçerli olmaz.
Simsarlık fırsat gösterme ve aracılık etme şeklinde iki çeşittir.
TBK’nın 520/1. maddesinde simsarlık sözleşmesinin tanımı “…simsarın taraflar arasında bir sözleşme kurulması imkânının hazırlanmasını veya kurulmasına aracılık etmeyi üstlendiği ve bu sözleşmenin kurulması hâlinde ücrete hak kazandığı sözleşmedir” şeklinde yapılmıştır.
(https://kenangoksu.com/emlakci-komisyonu-gayrimenkul-avukati-mersin/)
TBK’nın 521/1. maddesine göre “simsar, ancak yaptığı faaliyet sonucunda sözleşme kurulursa ücrete hak kazanır”. Böylece simsar, sözleşme konusu hizmetin bir akdin kurulmasıyla sonuçlanması durumunda ücrete hak kazanmaktadır. Simsar söz konusu hizmeti yerine getirmezse ücret alacağı elde edemeyecektir.
Ancak sözleşmede bu durumun aksi kararlaştırılabileceği, ücrete hak kazanacağı şartlar sözleşme serbestisine göre belirlenebileceği gibi; her olayın kendi özel şartlarına ve sözleşme hükümlerine göre işin niteliğinden de aksi sonuca varılabilir. Yani taraflar, asıl akid kurulmamış olsa bile, ücret ödenmesini kararlaştırabileceklerdir.
Dolayısı ile iş sahibi, üçüncü kişilerle sözleşme yapılması teklifi iletildiğinde; sebepsiz olarak bu durumu reddetmesi hâlinde de bu şart gerçekleşmiş sayılacaktır.
Yukarıda bahsedilen hususları kavrayabilmek için teknik hukuk bilgisine ihtiyaç vardır. Gayrimenkul satıcısının fiyat arttırarak satıştan kaçınması durumunda emlâkçının ve gayrimenkul firmasının hak ettiği ücretini alabilmesi için başvurması gereken yolları çok iyi bilmesi gereklidir. Verimli bir sonuç alınması için her dosya ayrıntılı olarak değerlendirilmesi önem arz etmektedir. Bu durum gayrimenkul avukatı seçerken doğru tercih yapmayı zorunlu kılmaktadır.
Daha kapsamlı bilgi almak için iletişim kısmından irtibata geçebilirsiniz.