Meşru Müdafaa

Meşru Müdafaa

Kasten öldürmede, meşru müdafaa halini incelemeden önce, kasten öldürme suçu hakkında kısaca açıklama yapmak gerekmektedir.

5237 s. TCK md. 81’e göre; “Bir insanı kasten öldüren kişi, müebbet hapis cezası ile cezalandırılır.” hükmü ile bu suçun cezasını belirlenmiştir. 5275 s. infaz yasasına göre; müebbet hapis cezası alanlar ancak 24 yılını tamamladığında koşullu salıverme ile serbest bırakılacaktır.

Bununla birlikte; 5237 s. TCK md. 82’de kasten öldürme suçunun nitelikli hali düzenlenmiştir. Cezası ise ağırlaştırılmış müebbet hapis olarak belirlenmiştir. 5275 s. infaz yasasına göre; ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alanlar ancak 36 yılını tamamladığında koşullu salıverme ile serbest bırakılacaktır.

Kasten öldürme fiilinin yargılama görevi ağır ceza mahkemesine aittir.

(https://kenangoksu.com/agir-ceza-mahkemesi-mersin-avukat-agir-ceza-avukati/)

Öldürme fiilinin savunma halinde; kişinin kendisini veya bir başkasını kaçınılmaz ağır saldırı durumundan korumak için gerçekleştiği haller de vardır. Kanun bu gibi halleri öngörerek meşru müdafaa hali olarak düzenleme yapmıştır.

5237 s. TCK md. 25’deki düzenleme ile meşru müdafaa hali açıklanmıştır.

(https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuat?MevzuatNo=5237&MevzuatTur=1&MevzuatTertip=5)

Ancak uygulamada meşru müdafaa halinin uygulanması, çok daha karmaşıktır.
Bu karmaşık durumun çözümü Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun kararlarında açıklanmıştır.
Buna göre;
Bir olayda meşru savunmanın oluştuğunun kabul edilebilmesi için; saldırıya ve savunmaya ilişkin şartların birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.

Kasten Öldürmede Meşru Müdafaanın şartları

A) Saldırıya ilişkin şartlar;
a) Haksız bir saldırının varlığı,
b) Saldırının hukuken korunan bir hakka yönelmesi,
c) Saldırının savunma anında halen var olması,
d) Saldırı ile savunma eşzamanlı bulunmalıdır.
B) Savunmaya ilişkin şartlar;
a) Savunmanın zorunlu olması, zorunluluk ile kastedilen husus; failin kendisine veya başkasına ait bir hakkı koruyabilmesi için savunmadan başka imkanının bulunmamasıdır.
b) Savunmanın saldırana yöneltilmesi,
c) Savunmanın saldırı ile orantılı olması,

Bununla birlikte; kasten öldürmede meşru müdafaa kavramı ile birlikte tasarlama kavramını da incelemek gereklidir.

Çünkü kasten öldürme eyleminin tasarlayarak mı yoksa meşru müdafaa sonucunda mı gerçekleştiği, birçok dosyada tartışılması gereken hususlardır.

Kasten Öldürme Suçunda Tasarlama Kavramı

Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 2019/542 E. , 2021/42 K. sayılı kararında tasarlama ile ilgili şu değerlendirmeler yapılmıştır.

…Gerek madde metninde, gerekse gerekçesinde “tasarlama” kavramının tanımına yer verilmemiş, bu konunun açıklığa kavuşturulması, öğreti ve yargısal kararlara bırakılmıştır. Öğretide tasarlamayı açıklama bakımından “soğukkanlılık” ve “planlama teorisi” olarak iki görüş ileri sürülmüştür. Soğukkanlılık teorisine göre, tasarlayarak öldüren şahısta bir soğukkanlılık gözlenmektedir. Bu kişinin başkasını öldürürken hiç heyecan duymamış olması, ondaki ruhsal kötülüğü göstermektedir. Ayrıca fail, öldürme kararını önceden almış olmasına, araya zaman girmiş olmasına karşın, soğukkanlılığını korumuş ve bu karardan vazgeçmemiştir. Planlama teorisine göre ise; tasarlama ile işlenen öldürme suçlarında, suç, önceden kararlaştırılmış, hazırlanmış ve planlanmıştır. Bu hazırlık; pusu kurmak, mağduru ya da maktulü bulmak, hile ile öldüreceği yere getirmek şeklinde olabilecektir. Burada fail, önceden aldığı suç işleme kararını gerçekleştirmek için suçta kullanacağı araçları seçip, temin etmekte ve bu suçu nasıl işleyeceği konusunda plan yapmaktadır.

765 sayılı TCK’nın yürürlükte olduğu dönemde, Ceza Genel Kurulunun 09.07.2002 tarihli ve 138-301 sayılı ile 03.12.2002 tarihli ve 247-414 sayılı kararlarıyla; “Failin bir kimseye karşı bir suçu işlemeye sebatla ve koşulsuz olarak karar vermesi; suçu işlemeden önce soğukkanlı bir şekilde düşündükten sonra ulaştığı ruhsal sükûnete rağmen; kararından vazgeçmeyip ısrarla ve bu akış içerisinde fiilini icraya başlaması hâlinde tasarlamadan söz edilebilir. Tasarlama hâlinde fail, anında karar verip fiili işlememekte, suç işleme kararı ile fiilin icrası arasında bir süre geçmektedir. Fail bu süre içinde suçu işleyip işlememe konusunda düşünmekte, ancak tasarladığı suçu işlemekten vazgeçmemektedir. Failin suçu işlemekten vazgeçmesi fakat bir başka nedenle ve ani bir kararla fiili işlemesinde tasarlamadan söz edilemez. Suç işleme kararının ne zaman alındığı ve eylemin ne zaman işlendiği mevcut kanıtlarla saptanmalı; suç kararıyla eylem arasında geçen zaman dilimi içerisinde ruhi sükûnete ulaşılıp ulaşılamayacağı araştırılmalıdır” sonucuna ulaşılmıştır.

Yerleşik yargısal kararlarda kabul edildiği ve tereddütsüz bir şekilde uygulandığı üzere, tasarlamadan söz edilebilmesi için; “Failin, bir kimsenin vücut bütünlüğü veya yaşam hakkına karşı eylemde bulunmaya sebatla ve koşulsuz olarak karar vermiş olması; düşünüp planladığı suçu işlemeden önce makul bir süre geçmesine ve ulaştığı ruhi sükûnete rağmen bu kararından vazgeçmeyip sebat ve ısrarla fiilini icraya başlaması; ve gerçekleştirmeyi planladığı fiili, belirlenmiş kurgu dâhilinde icra etmesi” gerekmektedir. Nitekim Ceza Genel Kurulunun istikrar kazanmış birçok kararı da bu doğrultudadır.

Tasarlama hâlinde fail, anında karar verip fiili işlememekte, suç işleme kararı ile fiilin icrası arasında sükûnetle düşünebilmeye yetecek kadar bir süre geçmektedir. Fail bu süre içinde suçu işleyip işlememe konusunda düşünmekte ve suçu işlemekten vazgeçmemektedir. Failin suçu işlemekten vazgeçmesi ve fakat bir başka nedenle ve bir başka ani kararla fiili işlemesinde tasarlamadan söz edilemez. Suç işleme kararının hangi düzeydeki eylem için ve ne zaman alındığı ile eylemin şarta bağlı olmayan bu kararlılıktan ne kadar zaman geçtikten sonra işlendiği mevcut delillerle belirlenmeli, suç kararıyla eylem arasında geçen zaman dilimi içerisinde ruhi sükûnete ulaşılıp ulaşılamayacağı değerlendirme konusu yapılmalıdır…

Sonuç olarak, yukarıda bahsedilen hususları kavrayabilmek için; çok karmaşık hukuki değerlendirmeler yapılması gerekmektedir. Verimli bir sonuç alınması için; her dosyanın ayrıntılı olarak değerlendirilmesi önem arz etmektedir. Bu durum ise ağır ceza avukatı seçerken doğru tercih yapmayı zorunlu kılmaktadır.

Daha kapsamlı bilgi almak için iletişim kısmından irtibata geçebilirsiniz.