Suça Sürüklenen çocuk hakkında soruşturma ve yargılaması (kovuşturma) işlemleri özel kurallara bağlanmıştır.
Daha erken yaşta ergin olsa bile; onsekiz yaşını doldurmamış kişi çocuk olarak kabul edilir. (ÇKK 3/1-a)
Çocuğa isnat edilen suçların büyüklerle beraber işlenmesi halinde; soruşturma evresinde çocuklarla ilgili evrak ayrılır.
Soruşturmalar ayrı ayrı yürütülür.
Suça sürüklenen çocuk yargılaması, çocuk mahkemeleri sulh ceza ve asliye ceza mahkemesinin görev alanına giren suçlarla ilgili yargılamaları yapmakla görevlidir. (ÇKK 25, 26)
Çocuk ağır ceza mahkemeleri ise ağır ceza mahkemesinin görev alanına giren suçlarla ilgili yargılamaları yapmakla görevlidir (ÇKK 25, 26)
(https://www.mevzuat.gov.tr/MevzuatMetin/1.5.5395.pdf)
Çocuklara yönelik tutuklama kararı verebilecek mahkemenin belirlenmesi yönüyle yapılan incelemede;
“ÇKK’da tutuklama kararının hangi mahkeme tarafından verileceği konusunda açık bir hüküm bulunmamaktadır. Ancak, CKK 42. maddesinde ‘bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde Ceza Muhakemesi Kanunu …hükümleri uygulanır’ amir hükmü nazara alındığında ÇKK’nda suça sürüklenen çocuklar hakkında koruyucu destekleyici tedbir kararlarına çocuk hakimi tarafından karar verilebileceği halde; adli kontrol ve tutuklama kararına hangi merciin karar verebileceğini belirtilmediğinden bir ceza muhakemesi tedbiri olan tutuklama kararı ÇKK’nda bir düzenleme bulunmadığından anılan Kanunun 42/1. maddesi delaletiyle Ceza Muhakemesi Kanunu’nun “Tutuklama Kararı” başlıklı 101/1. maddesi uyarınca çocuk hakkında soruşturma evresinde tutuklama kararını sulh ceza hakiminin vermesi gerektiği …” (Yargıtay 3. C.D 2007/4265 E. 2007/3641 K.) gerekçesiyle tutuklama kararının sulh ceza mahkemesince verilmesi gerektiği karara bağlanmıştır.
ÇKK 21. maddesine göre üst sınırı 5 yılı aşmayan suçlardan dolayı tutuklama kararı verilemez.
Bununla beraber CMK 90/2’ye göre ise yakalamanın temel koşulu tutuklama kararı verilebilecek olması olduğundan, çocuk yönünden tutuklama yasağı bulunan üst sınırı 5 yılı aşmayan suçlar bakımından yakalama da yapılamayacaktır.
Suça sürüklenen çocuk hakkında soruşturma; “bizzat” C. savcısı tarafından yapılır. (ÇKK 15)
Çocuğun talebi olmasa bile müdafiden yararlandırılır.
Ana-baba veya vasisi müdafi seçebilir.Müdafi hazır olmadan ile suça sürüklenen çocuğun ifadesi alınamaz. (YGAİY md. 19)
(https://kenangoksu.com/mudafi/)
Kendisinin yararına aykırı olduğu saptanmadığı veya kanunî bir engel bulunmadığı durumlarda; ana-babası veya vasisi ifade alınırken çocuğun yanında hazır bulunabilir. (YGAİY md. 19)
Ayrıca bir soruşturma işlemi olan ve amacı suç tespiti olan teşhis (PVSK Ek.6) işlemi de suça sürüklenen çocuk yönünden; “bizzat” C. savcısı tarafından yapılmalıdır. (ÇKK 15)
Yer gösterme ise ifade almanın bir türüdür.Çünkü, yer gösterme sırasında sorular sorulur, verilen cevaba göre tutanak düzenlenir. (CMK 85/3, 169) Bu nedenle CMK 150. maddesi uygulanmalıdır.Ve çocuklar bakımından zorunlu müdafilik kuralına uyulması gerekir. Buna göre CMK 150. madde emredici bir kuraldır ve ihlali mutlak temyiz sebebi oluşturur.
Tanıklar, kovuşturma evresine kadar ancak gecikmesinde sakınca bulunan veya kimliğin belirlenmesine ilişkin hâllerde birbirleri ile ve şüpheli ile yüzleştirilebilirler. (CMK 52/2) Bu sebeple “yüzleştirme” sadece duruşmada yapılabilen ve ancak istisnai hallerde soruşturma evresinde yapılabilen bir usul işlemidir.Yer gösterme ve teşhiste olduğu gibi yüzleştirme sırasında fail ile mağdurun yüzyüze gelmemesi gerekir.Bu paragraftaki hususlar çocuklar yönünden hassasiyetle uygulanmalıdır.
Bu açıklamalardan başka, rıza ile yapılan muhafaza altına alma (suç delilinin rızayla verilmesi) işleminde; rızayı veren çocuk 15 yaşından büyük ise çocuğun tek başına verdiği rıza geçerlidir.
Ancak 12-15 yaş grubundaki çocuklarla ilgili muhafaza altına almalarda rıza ana-babadan alınmalıdır.Rızanın bulunmaması halinde yapılan el koyma işlemelerine hâkim onayı bulunmalıdır.
Suça sürüklenen çocuk yargılaması bakımından çocuklar;
A)12 yaşını doldurmamış olanlar.
B)15 yaşını doldurmamış sağır ve dilsizler.
Suç tespiti amacıyla yakalanamazlar, ancak kimlik tespiti amacıyla yakalanabilirler. Ve bu durumda da kimlik tespiti yapıldıktan sonra derhal serbest bırakılırlar.Bu kişilere TCK 31 uyarınca ceza verilemez.Teşhiste ve yer göstermede de kullanılamazlar.
Fakat uygulamada bu yaş grubundaki çocukların da hukuka aykırı biçimde suç şüphesi ile yakalandıkları görülmektedir.
C) 12 yaşını doldurmuş 18 yaşını doldurmamış olanlar ise bir suç isnadı ile yakalanabilirler; bu sebeple yakalanan küçükler yakınları ile müdafiye haber verilerek, “derhal” Cumhuriyet Başsavcılığına sevk edilir.(CMK 146/4) Kolluk tarafından suça sürüklenen çocukların ifadeleri alınamaz.
Bununla beraber, 12-15 yaş grubunda bulunan çocuklardan;
1) İşlediği fiilin hukuki anlamını algılayamayanlar.
2) İşlediği fiilin sonuçlarını algılayamayanlar.
3) Davranışlarını yönlendirme yeteneği yeterince gelişmemiş olanlar.
İçin ceza sorumluluğu, TCK 31/2’e göre yoktur.
Dolayısı ile bu hallerin gerçekleşip gerçekleşmediği, adli tıp raporu ile tespit edilmelidir.Sağlık kontrolünde kişinin muvafakati aranmayacağı için veli rızası da gerekmez.
Ayrıca sosyal inceleme raporu da ÇKK 35. maddesi uyarınca çocuğun ceza sorumluluğunun bulunup bulunmadığı konusunda bir karar verilmesinde, hâkim takdirini kullanırken göz önünde bulundurulacaktır.
Sosyal inceleme raporu, avukat veya yasal temsilci tarafından; savcılıktan, mahkemeden veya çocuk hâkiminden alınabilecektir. (ÇKK 41)
Suça sürüklenen çocuklara ilişkin uzlaşma teklifini kolluğun yapması mümkün değildir. Çünkü suça sürüklenen çocuklar hakkındaki soruşturma işlemleri Cumhuriyet savcısı tarafından bizzat yapılacaktır. Dolayısıyla çocuklara yönelik uzlaşma teklifini de kolluk değil bizzat Cumhuriyet savcısı yapmalıdır.
Kural olarak çocuklar borçlandırıcı işlem yapamazlar, bunun için velilerinin rızası gerekir. Bu nedenle uzlaşma(üst sınırı üç yılı geçmeyen hapis; veya adli para cezasını gerektiren suçlar) işlemleri hakkında velinin bilgilendirilmesi ve süreçte velinin bulunması sağlanmalıdır. Bunun istisnası çocuğun evlenme veya mahkemece ergin kılınması halidir.
Çocuk hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı verilebilir.Ancak, bu kişiler açısından erteleme süresi üç yıldır. (CMK 171)
Fakat çocuk hakkında kamu davasının açılmasının ertelenmesi kapsamında, hapis cezasının üst sınırı, 15 yaşını doldurmamış çocuklar bakımından beş yıl olarak uygulanır.
Bundan başka mahkeme çocuk yönünden hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilecektir. Ancak, denetim süresi üç yıldır. (ÇKK 23)
Duruşmalarda hazır bulunan çocuk, yararı varsa duruşma salonundan çıkarılabilecektir.
Ayrıca sorgusu yapılan çocuğun, duruşmada hazır bulunmasına da gerek görülmeyebilir. (ÇKK 22/3)
CMK 183. maddesine göre, adli işlemler sırasında fotoğraf çekilmesi yasaktır.Aynı zamanda Basın Kanunu’nun 21. maddesi gereğince, çocuklarla ilgili olarak kimliklerini açıklayacak şekilde yayın yapılamaz.
Sonuç olarak; yukarıda bahsedilen hususları kavrayabilmek için teknik hukuk bilgisine ihtiyaç vardır. Verimli bir sonuç alınması için her dosyanın ayrıntılı olarak değerlendirilmesi önem arz etmektedir. Aynı zamanda bu durum suça sürüklenen çocuk yargılamaları kapsamında avukat seçerken doğru tercih yapmayı zorunlu kılmaktadır.
Daha kapsamlı bilgi almak için iletişim kısmından irtibata geçebilirsiniz.